20 Temmuz 2018 Cuma

Dur Meyhaneci

Dur Meyhaneci!
Dur!
Dur!

Hani, dün de gelmiştim,
hatırladın değil mi?

Dur! Demiştim de
Sen ’’Olsun, iç, benden’’
demiştin hani.

Bilemezsin nedendir
kadehimin her boş duruşunda,
anlatamam boş olmadığını.

Dur! Dedimse sana
Kadehimin hep
dolu oluşundandır.

Acılarla dolu, dolu
olsa da kadehim,
her bir yudumunu alışımda ondan
unutup da geçmişi...

Sen anlayamadın işte
boş olmadığını meyhaneci.

Artık sen istesen de
kadehimi doldurmak
yok artık, hiç boş bir yer.

Kadehim dolu acılarla
kimseye görünmeseler de...

İşte meyhaneci
durum bu!

Dur! Dediysem sana
boşuna değil!

Boş olduğundan değil
dolu olduğundan dedim.

İşte meyhaneci
durum bu.

Sen bile göremedin
kadehimdeki acılarımı...

Olsun!

Ben de yudum,
yudum içerim acılarımı
elimdeki boş kadehimden.

’’Dertlerine çare olur mu?’’
diye de sorma.
Durum bu meyhaneci.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
26.10.2016, 21:45, Mainaschaff




Yeni Bir Yıl

Yeni Bir Yıl 
Geliyor.
       2015
Tüm dünya yılbaşı gecesini
büyük bir sevinçle, sevdikleriyle,
ailesiyle, eğlenerek, gülerek,
güzel yemekleri birlikte yiyerek ve
de bugünlerine şükrederek geçirecek.

Bazı insanlar ise
kendi varlıklarına sarılarak,
ellerindeki her bir lokmaya ve
yuduma dua ederek,
sade bir kul olarak, içinde bulunduğu
huzura şükrederek girecek
yeni yıla,
belki de buruk yürekleriyle...

O gün de geçecek.
Ardından 1 ocak, 2 ocak... gelecek.
Ve yaşam yine devam edecek.
Ve de insanlar yine kendi hırsları, kaprisleri,
huzursuzlukları, nankörlükleri, nefs dalgalanmaları,
mutluluk ve mutsuzlukları ve daha nice duyguları ile
yaşamlarını sürdürecekler.

Öyle ya da böyle...
''Sonuç ne'' mi olacak?
Bunu da yıllar, geçip giden yıllar gösterecek.
Bazıları da yaptıkları yanlışları görecek
o yıllarda. Ama dönüşü olmayan zaman içinde
''ahh''lar hep buracak yüreğini.
Sızlayacak vicdanı inceden inceye...
Kaçıp giden mutluluklara,
boş ve kör gurur oyunlarına harcanmış yıllara,
koca bir yaşama, içinde kanayan o derin yaraya
hiç de kulak vermek istemese de
uykuları bir türlü düzenli olamayacak,
hani o sözde aradığı huzuru ise
bir daha asla bulamayacak.

Geçip giden yıllar, fırsatlar, güzel günler,
o renkli fotoğraf kareleri geçip gidecek
gözünün önünden o hızlı tren hızıyla...
Yine de günleri gelip gidecek,
hep de yine kendini kandırarak.

''Olsun! ''
Ne önemi var ki ''o'' anlayamadığı,
bir türlü sahip olamadığı güzelliklerin,
değerlerin...
''Zaten'',
diyecek, kendi kendine,
''önemli olan da ''yaşamak'' değil mi?''
diyecek, hep kendi kendine...
Aslında bu söze hiç inanmasa da...
Bir de bu dayanılmaz yalnızlığı
olmasa idi bu kalabalıklarda...
                                                         
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 30.12.2014,


Tanrım Biliyorum

Tanrım Biliyorum.

Neden verirsin.
Neden alırsın.
Neden uzaklaştırırsın.
Neden yaklaştırırsın.

Veren de sensin alan da...
Nedenine sual olunmaz.
Bağışlayan da sensin,
koruyup esirgeyen de...

Bilgine, hakkına ve gücüne
yoktur sınır.
Nerede olduğunu bile sorgulamam.
Sen her yerdesin,
her bir şeyimdesin.
Seni yaşıyorum,
tüm varlığımla.
Gecesiyle, gündüzüyle,
sevincimde de,
üzüntümde de...
Her anımda varsın,
dilimde,
gönlümde,
aklımda,
yüreğimdesin hep.

Her yakarışım sana oldu.
Her derdimi dinleyen de
sen oldun.
Bana deseler de...
Ne isterlerse...
Sen hep bildin hep
benim yüreğimi.

Acı da çeksem hayatta,
acı da verseler bilerek,
ya da bilemeden,
ben hep sana koştum.

Kimselerin görmediği
göz yaşlarımı
tek gören ve acıyan sen oldun.

Bugün yine
seninleyim dolu dolu.
Beynim, gönlüm ve kalbimle
geldim sana.
Aslında hiç ayrılmamıştım ki varlığından...

Tertemiz yüreğimi açtım hep sana.
Hep dilimde oldu sana şükürlerim.
Dualarım sadece sana oldu.

Bugün de yine seninleyim.
Şükür ki, yalnız
senden yardım dilerim.
Beni duyan sensin.
Beni anlayan sensin.
Sensin benim
yaralarımı sarıp, sarmalayan.

Nasıl ki bugün yine,
yıllar önce aldıklarının yerine
verdi isen layık gördüklerini bana
yine alırsın, yine verirsin.

Ben sende buldum her şeyimi.
Sevincim de sensin,
dermanım da sende olacaktır.

Ne darda bırak beni,
ne de sıkıntıda...

Sadece dualarımı kabul et
ve ver hakkımda neyse hayırlısını,
sağlığımı, huzurumu ve mutluluğumu,
refahı ve ferahlığı...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI
20.01.2014, M.



Bir BAYRAM

Bir BAYRAM Daha
Geldi ve geçti.
Arayanlar, arananlar oldu.
Kimi de unutuldu
Her bayram olduğu gibi...
"Olsun" dediler içlerinden,
Hiç de kızmak falan istemediler.
Kimseye de dil uzatmak da istemediler.
"ALAH'ın bir bildiği vardır" dediler.
Ama, çok beklediler...
Bayram boyunca hep
Bir telefon, bir posta, bir kart, bir kapı zili....
Ya da daha genç olanlar bir MAİL beklediler,
bir SMS
Ama, YOK!
Olmadı işte...
Aramadı, aranmadı...
Hem de en çok ümit ettikleri...
Aramadı.
Yine de "OLSUN" dediler!
"Canları sağ olsun"!
Belki de çokdu işleri, dediler.
Ya da "zaman bulamadılar"!
Falan...
Kendilerince onlar adına hep bir "mazeret" buldular.
Aranmamak ne kadar çok koyduysa içlerine...
Yine de kimseye bir şey demediler.
Hep sığındılar ALLAH'a.
İşte böyle geçti bir bayram daha.
Aranmadan, anımsanmadan.
Ne de güzel hazırlanmışlardı oysa...
Kurabiyeler yapmışlardı, börekler, tatlılar...
Evi de tertemiz etmişlerdi daha dünden...
Limon kolanyasını da doldurmuşlardı...
Misafir tabakları da hazırdı masanın üzerinde.
Kahve de almışlardı, taptaze.
Ama çok beklemişlerdi pencereden bakarak,
Kulakları kapıda, sesde...
Yok işte!
Bu bayramda geldi geçti...
Oysa ne de çok istemişlerdi...
Aranmak, sevilmek, anımsanmak...
Hakkıydı onların da...
"Ne yapalım", dediler...
"Allah büyük!"
"Şükür halimize..."
"Nice bayramlara, sağlık içinde..."
Dediler yine de...
Acılarını çıkarmadan ortalık yere...
Sessiz ve suskun kaldılar öylece...
Bakarak gözleri yollara.
Bir umutla bir dahaki bayrama...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 10.08.2013, 23.52
Ramazan Bayramının 3. günü


Sen Gidince

Sen Gidince

Bilemezsin,
ne diyeceğimi şimdi
ilk satırda.

Bekle!

Dur acele etme!
Söyleyeceğim.

Sen gidince
biliyordum,
yine geleceğini.

Neden mi?
diye geçirdin aklından?

Biliyorum.

Biliyordum,
ait olduğun yere
geri döneceğini.

Hiç bir zaman da zaten
gelmemişti başka bir
düşünce aklıma.

Biliyordum
yine geleceğini...

Olamazdı başka türlüsü!
Başka bir yeri,
başka bir yerde sen..

Olamazdı zaten en baştan...

Geldin ya.
Bak şimdi,
kalbim bir tamam oldu
çırpındı
sevinçle doldu.
Sen geldin ya...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 29.05.2017, 21:25,



Arayamıyorum

Arayamıyorum

Özledim seni
Özledim her şeyini.
Ama arayamıyorum seni

Seni özledim.
Kahkahalarını özledim,
Kokunu çok özledim,
Sesini, gülüşünü özledim,
Tenine hafif hafif dokunmayı
Özledim her şeyini.

Aramak istiyorum desem de
Artık hiç arayamıyorum seni

Aslında sesini duymak istiyorum
Ama oyununa katılamıyorum.
Artık seni hiç arayamıyorum.

Çok özledim desem de
Sesini duymayı çok istesem de
Arayamıyorum artık seni.

Aşkım ellerinde bitirilmiş.
Artık hiç bir anlamı kalmamış,

İstenmeyen bir aşkın
Sahibi olmak zor geldiği için bana
Artık arayamıyorum seni baksana.

Elindeki aşk anlaşılamamış
Tüm kıymetler bilinememiş.
Bunlar sende bir yer edinememiş.

Kızgınım sana,
Küskünüm sana.

Kırgınım sana.
Bunu artık anlasana!

Ben seni arayamıyorum.
„Seni çok özledim“ diyemiyorum.
Kırık kalbimi gösteremiyorum.

Nedendir,
bilemedim.

Kıymeti bilinmemiş bir sevginin sahibiydim.

Aramak istiyorum seni çok desem de
Artık hiç arayamıyorum seni.

Kırık kalbim,
yaralanmış onurum
Ve perişan ruhum.

Bak artık ben yokum.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 22 haziran 2008, 18:34



19 Temmuz 2018 Perşembe

Bohçamda

Bohçamda

I.
Renklerim var bohçamda
Alı al, moru mor.
Kırmızısı, sevdam gibi alevli.
Beyazı yüreğim gibi saf.
Mavisi gökyüzü gibi uçsuz sevgim gibi
Siyahım var korkularımı örtmek için
Aşkım var toz pembe hayallerim gibi
Sen varsın benim gibi

II.
Bir bohça yaptım kendime.
Aldım hemen elime.
Bir de ne gördüm baktığımda?
Renklerim var bohçamda.
Benim renklerim, her bir şeyim....
Alı al, moru mor.
Kırmızısı
sevdam gibi alevli.
Beyazı
yüreğim gibi saf.
Mavisi
gökyüzü gibi
uçsuz,
sevgim gibi
sonsuz.
Siyahım var
korkularımı örtmek için.
Aşkım var
toz pembe
tıpkı hayallerim gibi.
Bir de sen
sen varsın,
tıpkı benim gibi.

III.
Bohçamı dürdüm renklerimle.
Hem de kendi ellerimle.
Koşa koşa geldim
yaşamağa seninle.

Ama,
asıl bohçam sensin.
Sen benim her şeyimsin.

Ne geçmişim,
ne geleceğim,
ben hep
"seninim"
diyeceğim.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 25.01.2014, 19.40


Kıpırtılar

Kıpırtılar

I.
İçimde kıpırtılar,
İçimde sevdalar sığmayan yere göğe
"Gel" dedi "gel" sevdam

Ben sevdalardayım zaten
nasıl geleyim ben seninleyim.
Sevdam ile geçer her günüm

II.
Tılar...
Tılar...
Tılar...
İçimde hep o kıpırtılar....

Dalar...
dalar...
dalar...
İçimde hep o sevdalar.
Sığmayan yere, göğe.

Tıkır...
tıkır...
Geldi sevdam.
"Gel" dedi,
"koş hemen gel"
dedi, sevdam.

Ben zaten...
Ben,
sevdalardayım zaten!

Nasıl geleyim ben?
Hep seninleyim zaten.

Sevdam...
Sevdam...
Ve günüm...
Deli gönlüm...
Ve sevdam ile geçer her günüm.
Ve sevdan ile geçer her günüm.

Sen, ben ve
bir de sevdan.
Bir de sevdam.

Dalar...
dalar...
dalar...
İçimde hep o sevdalar.

Tatlı, hoş ve
benim olan
sevdalar...

Sevdalarım!
Canlarım!

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 25.01.2014, 19:50



İNSANLARIN

İNSANLARIN

Aşkları olmalı.
Ülküleri olmalı.
Umutları olmalı.
Uğraşları olmalı.
Emekleri olmalı,
Erdemleri olmalı.
Ahlakları olmalı.
Becerileri olmalı.
Allah sevgisi olmalı.
Vatan sevgisi olmalı.
Cömert bir eli olmalı.
Değer yargıları olmalı.
Düşünecek konuları olmalı.
Okuyacak, sırada kitapları olmalı.
Huzur bulacağı bir yuvası olmalı.
Hırsızlıkdan utanacak yüzü olmalı.
Yüreğini kıpırdatan dostları olmalı.
Kahkaha atabileceği dostları olmalı.
Her şeyden önce de iyi ahlakı olmalı.
Okuyup, yazacağı bir masası olmalı.
Saatlerce konuşabileceği bir eşi olmalı.
Üzerinde emek vereceği idealleri olmalı.
Yazıp, çizeceği kalemleri olmalı bol, bol.
Sıcacık, sevgiyle sarılacak bir kadını olmalı.
Dip, dibe bağdaş kurup oturacağı anası, babası olmalı.
Dilinin altında, neşelenince söyleyecek türküleri olmalı.
Yaşama ve insanlara dayanacak kocaman bir yüreği olmalı.
Çalışırken yanında, yarım bardak da olsa, kırmızı şarabı olmalı.
Hiç de büyüklük taslamadan saatlerce oynayacağı küçük yeğenleri olmalı.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 05.01.2016, 01.14


Sizinle Olmak

Sizinle Olmak

Biliyor musunuz?
İyi ki burada
bir ortam oluşturduk.

Sizlerin sesinizi duymak
beni çok sevindiriyor.

Sanki kocaman bir sınıf gibi oldu...
Hepinizi bir arada
görür gibi oluyorum.

Hep sağlıklı, hep mutlu,
güler yüzlü çocukları görüyorum
sınıflarında...

Sanki çocukluktan daha güzeli
hiç yokmuş gibi geliyor bana.

Ben de sizin bir gölgeniz gibi,
hep peşinizde...

Hep sanki sizi korumak,
sakınmak ister gibi...

Hem de artık dağılmış olsanız da
her bir yana!
Yine de o dünya denilen
küçücük bir sınıfda...

Sizinle yine bir arada olmak
çok güzel bir duygu benim için.

Fotoğraflarınızda
gözlerinizin içini görüyor olmak,
bir bilseniz,
ne kadar güzel geliyor bana...

Sanki çok temiz ve
derin bir sonsuzluğu olan
enerji kaynağı gibi,
o güzel gözleriniz.

Sizleri seviyorum.

Düşündükçe de
daha çok seviyorum.

Özlemek de var tabiii...

Hem de çok özlemek....

Sizleri...

O günleri özlemek...

Bir daha birbirimizi hiç
göremeyecek olduğumuzu
bilsem de,
yine de,
hep sizinle imiş gibiyim...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
26.01.2014, 21.49, M.

(Öğrencilerim için açtığım Facebook sayfasına)


Tabii ki Anlıyorum

Tabii ki Anlıyorum

Tabii ki anlıyorum
ne dediklerini!

Çok iyi anlıyorum hem de...
Sanki, ben başka bir şey mi
diyorum kendime!

"Çok iyi bakmalıy mışım" kendime...
"Sağlığım her şeyden çok daha önemli" imiş..
"Aman ha, hasta falan olmamalı"ymışım.

Doğru hepsi çoook doğru.

Benim de savaşım bu değil mi zaten.
Ama içindeki BEN anlasa bir de bunu...

Lafa gelince çok kullanırlar ya
işte onun gibi...

"Yaralı bir aslan gibi"...
İçin içine sığmıyorsa ve de
bir türlü kabul edemiyorsan bunları...

Yani "herkesin başına gelir"...
Falan derler ya..
Onları bir boş ver sen!
Bir de başına gelirse senin
İşte o zaman
durmaz içindeki dalgalar
Susmaz fırtınalar...

Yok!
Çok zor gelir böylesini kabullenmek!
Yani sana yapılanlar...
Haksızlıklar...
"Ben bunu hak etmedim"ler...

Aslında dedikleri doğru tabii ki...

Karşıdan öylesine...
"Bak kendine!"
"Aman haaa hasta olmayasın!"

Tamam da ben zaten
uğraşmıyor muyum bunlarla...

Bir de içimdeki BEN bir dursa
sakinlese, durulsa...
Azıcık da kabul edebilse artık...
"Ne yapmak gerekti ise yaptım" demelerimi...
"Bol bol anlattım"larımı...

Durulup da kabullense artık...
"Geçti gitti, bitti"yi....

İşte bu noktaya bir gelse
içimdeki BEN
huzur bulsa artık...

Kimse acımasa da bana
ben acımalıyım
içimdeki BENciğime.

Ne olursa olsun,
hayat yine de onunla geçecek
başbaşa, birlikte ve iç içe...

Ama öyle, ama böyle...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI
20.01.2014, 19.00, M.