12 Haziran 2020 Cuma

Tam da Bugün


Tam da Bugün

Hele bugün,
tam da bugün!

Hiç de
üzülüyor olmamalıydım.
Diye düşündüm birden.

Her şey yerli yerine oturdu,
derken, birden
hem de hiç
ummadığın beklemediğin
bir anda....
Derler ya,
"lastik patladı", diye...
Tam da öylesine...

Tarihe bir bakar mısın?
Tarihe...
Tam da artık
"huzur buldum"
yani
"huzur bulduk"
demek istediğim anda
sözde hem de
"tam huzur aradığı" anda...

Nasıl oldu?
Nasıl olur bu?
demenin de bir kalmıyor anlamı...
Anlatmak, açıklamak,
dile getirmek de yetmiyor bak!

Ne dersen de...
Olmuyor işte!

Göz göre, göre ve de
büyük bir inatla her şeye karşı
yok edip gitmesini seni...

Yok!
Gelmiyor artık,
elinden sanki bir şeyler...
Bir şeyler dönüyor tam da
başka bir yöne doğru..

Belki de bir bildiği mi var
Hakk'ın desem de yine...

Aklıma geliyor hep
"Amma da ağlamaklı olmuşum bu yaşda"
Şaşıyorum kendime bu ne?
Durmayacak mı bu yaşlar,
diye kendi kendime...

"Allahım bu nedir bana gelen", diye..
"Vardır bir bildiğin" diyerek yine,
ediyorum sana dualarımı sessizce...

Ama,
"Allahım sen de dualarımı duy", diye...
Ama yine de işte...

Hele bugün,
tam da bugün!
Hiç de
üzülüyor olmamalıydım.

Kesin,
böyle düşündüm birden yine....

Elden ne gelir diye,
şaştım kendi kendime...

Gönen ÇIBIKCI, 20.01.2014, 18.27
Mainaschaff



Sevinç Günü


Sevinç Günü
Bu yılın son günü.
31 aralık 2012,
- Bugün bir sevinç günü.
- Bugün bir şükran günü.
- Bugün BENİM sevinçli bir günüm.
- Bu bir "Hasat Günü"nün sevinci.
Onun şölenini, kutlamasını yapıyorum çoşkuyla.
- Ve ben bu sevinci yaşıyorum tüm benliğimle.
- Paylaşabileceklerimin olmasına şükrediyorum.
- Kendimce, elimdekileri paylaşabileceğim
sevdiğimin olmasına şükrediyorum.
- Sevincimi, şükranımı paylaşıyorum sizlerle...
Ne güzel!
- Evet, bugüne değin gelebildik.
- Sağlığımıza, elimizde bulunanlara,
çevremizde bize
sahip çıkanlara seviniyoruz.
- Bugüne teşekkür ediyorum.
- Daha nice yılların sonunda da
yine sevinebilmek, gülebilmek,
şükredebilmek,
huzur dolu olabilmek dileğiyle...
- Yeni yılınız hayırlı olsun.

Gönen ÇIBIKCI,
2012.12.31-




Derinlerden Bir Yerlerden


Derinlerden Bir Yerlerden
Bugün daha da mı yoğun çıktı
geldi derinlerden o hasretlik....
Hani, hasret değil de olan,
Sanki, bir koca boşluk sardıydı ya,
işte o mu çıktı geldi
en dip köşelerden
bilinmez....
ama bilinen o ki
bir özlem, bir hasret var işte
adını bilmesem de
bir şey var işte
belki de dağlar taşlar gibi seller gibi
dolu dolu taşarcasına bir kucaklaşmak
bir sarılmak
bir gidermek o en derinlerdeki
neyse işte onu....
Belki de kulağımda bir türküsü
Selda Bağcan'ın
"ağladım annem" diye yakaran...
Belki de ben buna mı ağladım sessiz
sakin ve kimseye bir şeyler demeden....
Belki de o türküler...
suçlar hep onların.
"Zamannn!",
eyyy zaman sana sesleniyorum
ey zaman gördüm seni
hiç saklanma öyle köşelerden
gizlice ve biraz da haince...
Bizi böyle yapan da
senden midir bilemedim,
ama, eyy zaman nasıl da geldin
ve geçtin öylee..

Öğretmen Gönen Çıbıkcı,
03.02.2018, Mff.


Çok Şey Gerekmez Aslında


Çok Şey Gerekmez Aslında                             Sakince bu dünyada olmak için
isterseniz çok, çok olsun seni sevenlerin.
Belki de hep bunu istedin kendince...
Çevreniz dolsun taşsın sevenlerinle...
Belki böyle durumlar vardır bir yerlerde..
Her yer de bir olmaz ki değil mi ama...
O kadar sevenin ile nasıl olacak?
Pek de kolay değildir...
Birer, birer uğraş, ara bak, dinle falan...
Her birine de onların istediğince ver şerbeti...
Bakmışınız bir de yıllar geçmiş aradan...
O seni sevenler hep kalmışlar çevrende,
Çok sevmişler seni hep.
Sen de onları hep "canın" gibi sevmişsin.
Sanki, yaşam hep "bu"...
Bu durumu ayakta tutabilmen için.
Biraz emek, biraz sabır, biraz da tahammül mü gerekmiş?
Aman, birileri kopup gitmesin, kaçmasın.
Beni yalnız bırakmasın...
Çok tatlı, çok da "hoş" geldi bu dostluklar.
Yıllar, yıllar dolusu...
Belki de bu herkes için böyle olmamıştır...
Bazıları için ise "sadece"
gün akşam da olsa "bir dost" olmamış olabilir.
Çok da istememiş, çok da uğraşmamıştır belki de..
Kendi kendine yetmişti her zaman dolu dolu...
Bir "iğne oyası" gibi işlemişti varlığını.
Hep de olmasa da "yanı sıra" olsun...
Bir de "canım" diyeceği birini hissetmek de istemişti.
Her şeyiyle sarılıp, güvenebileceği...
Tatlı, tatlı sesini duyacağı...
Birini hep istemişti...
Çok şey gerekmez aslında...
Sadece, "bir dost", "bir ses" yeter, demişti hep...
Nasıl ki gelirken dünyaya "yalnız" idi isen...
Giderken de buralardan yine "sen" yol  alacaksın...
Kendinle yalnızca o son yolculukda...
Bu arada ise sadece bir "gerçek" dost...
Bir nefes, tek bir "dost" olsa "yeter" aslında..

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 11.05.2019, K.



Teyzemdi Benim

 Teyzemdi Benim
karadut şurubu yapardı.
Bahçedeki erik ağacından
toplamama izin verirdi erikleri
Ne idi tahsili?
Koca, koca okulları mı bitirmişti?
Bir sürü kurslara,
seminerlere mi katılmıştı?
Çok ama çok mu gezmişti dünyayı?
Koca, koca bir yığın kitap mı
okumuştu?
Ne idi mesleği?
Var mıydı akademik kariyeri?
Hanları, katları, daireleri...
Çok da parası mı vardı 
bankalarda?
Çok mu görmüştü devlet büyüklerini?
Koca, koca sürüleri,
köyleri mi vardı?
Ne idi varlığı?
Neleri ile böbürlenirdi?
Hayır!
Yoktu böylesi şeyleri onun
Ama, koskoca bir yüreği,
gülümsemesi,
ve sonsuz bir sevgisi vardı,
herkes için.
Hep verdiği,
hiç bir şey beklemeden,
bir karşılık ummadan verdiği
kocaman ve sıcacık bir sevgisi vardı.
İşte "O" benim teyzemdi...
Kocaman bir sevgi ve
insan örnekliği vardı onun...
Ve teyzem, her şeyi ile
çok ama çok zengindi,
ne denli verse,
bitmezdi sevgisi ve sıcaklığı.
Yeterdi herkese...
O benim teyzemdi...
Çok sevdiğim!

Onu çok arıyorum.
Yüreğim dolu, dolu...
Yokluğuna nasıl alışabilir ki insan...
Bana zor günlerimde hep dua etmişti.
Bana ettiği dualar gerçekleşti.
Allah ondan razı olsun.
Allah ona en güzel yerlerinden versin
yanı başında.
Çok arayacağım...
Teyzeciğim, anneciğim
hep bakacaklar oralardan
ve yine
bizlere dua edip,
yol gösterecekler.
Onlar bize örnek olsun
yüce kişilikleri ile
sevgileri ile...
Ben Gönen,
kardeşin Vasfiye'nin oğlu..
Hani hep
"Çakırım" derdin ya...

Gönen ÇIBIKCI, 
13.08.2012, K.



Fark Etmemiş Olabilirler


Fark Etmemiş Olabilirler

Çabalarını, samimiyetini
başkaları fark etmemiş olabilir.

Ama ben farkediyorum.
Sert kabuğunun altında...
Kaba haller...

Ama çabaların,
ve de samimiyetin.....

Olsun, ben farkediyorum seni...

Başkaları ne düşünürse düşünsün.
Ben seni farkettiğimi iyi biliyorum.

Suç sende değil,
seni bugüne değin anlamayı
beceremeyenlerde...

Sen yine de gel,
yanımda dur.
Ben seni nasıl anladımsa,
sen de bunu bil.

Ben fark ettim ya seni
gerisi kolay...

Samimiyetin, çabaların
ve de sevgin
bana yeter.

Boş verelim başkalarını...
Ben seni anladım ya,
bu bana yeter.

Gönen Çıbıkcı
15.06.2017, Mainaschaff



Kendi Yolunda


Kendi Yolunda
Bilinçle, inançla,
öz güven ile,
akıl ile, bilgi ile...
yürümek...
Kimse bilmese de,
yine de kendin için yürümek!

Kendi yolunda yürümek.
İNSAN olduğunu bilmenin
hakkını vermek için,
özgürce yürümek!
İşte, bu değil midir
olması gereken duruş,
İnsan olmanın duruşu...

Hem de eğilip, bükülmeden
ve de o birilerine yaranmayı
hiç de düşünmeden.
Tek başına sencileyin
bir ordu gibi yürümek.
İnandığın, bildiğin o yolda,
kendi öz yolunda,
akıl ile, bilinç ile
kahramanca yürümek...

Yok, hiç de beklemeden
başkalarından,
benden sonra,
ya da benle birlikte anılmayı
ve de ödüller almayı.
Yok, işte öyle değil!

Hazıra konarak da değil,
ondan, bundan
toplayarak da değil!

Tek, tek bilgi ile işledim bilincimi
ve de geliştirdim aklımı
bir iğne oyası işlercesine,
diyebilmek için.

Neden mi?
Sadece insan olup,
doğruları bulmaklığıma doğru
yürümek gerektiğine
inandığım için,
kendi has yolumda
yürüyebilmek için.

Gönen ÇIBIKCI,
2020.06.03, MŞ.