6 Şubat 2020 Perşembe

Sadece "Sevmiştim".

   Sadece "Sevmiştim".

Sana "bebeğim" demiştim.
Elimi uzatmıştım sana.
"Sen, benim kurtarıcı meleğimsin"
derdin hep.

Neden, uzattığım elimi
kalbimi,
emeklerimi,
sevgimi,
kadrimi bilemedin?
Neden vefa gösteremedin?
Ne uğruna?
Neye karşılık?
Ne geçti eline?

Hiç mi sızlamadı vicdanın?
Hani, çok seviyordun?
Hani, yerin benim yanımdı?
Hani, bende bulmuştun huzuru?

Ne için, kimin için
inkar ettin her bir söylediğini?
Hani, her bir lokmamız aşkımızdan idi?
Hani, yeniden doğmuştun benimle?
Hani, uyku girmezdi bensiz gözlerine?
Bunu, nasıl oluyor da yapabiliyorsun?
Huzur bulamaz mı yüreğin,
bilemez mi vefayı?
Sana neler olacak
bensiz?
Düşünmek bile istemiyorum.
Kim dinler seni?
Kim anlar o küçücük ruhunu?
Kim sarar seni
sıcacık sevgiyle?
Kim arar seni
ruhunun derinliklerinde?
Çıkardım, en derininden
o tertemiz seni,
yaratarak yeni baştan.
Allah'ın izni ve verdiği nasiplerle..

Kime sığınacaksın bensiz?
Kim verecek sana
bırakıp gittiğin
bu mutlu yuvanı?
Nasıl açacaksın gözlerini?
Sabah olduğunda
kim hazırlayacak çayını,
yumurtanı sana?
Nasıl bakacaksın güne
bensiz?
Kim saracak seni?
Kim tutacak ellerinden?
Kim arındıracak
o yorgun ruhunu?
Nasıl dayanabileceksin 
bensizliğe?

Beni ağlatmağa, eziyet etmeğe
ne zaman doyacaksın?
Ne zaman "YETER"den anlayacaksın?
Kimin rıhtımına bağlayacaksın sandalını?

Yıllarca eskiden, yokken ben daha
sana eziyet edenlere, seni üzenlere
mi koşacaksın, kapalı gözlerinle...
Yıllar sonra duyduğumda halini
perişan edeceksin beni
hiç de acımadan
ve de bilmeden, anlamadan.
Bugün ise içimde kırgınlıklar,
kanayan yüreğim,
kırılan onurum ile...
Ne kadar anlamak istesem de seni,
hak verememenin acısıyla
ve de yine bir kez daha
yaşamıma seslenerek
Neden?

"Hak etmedim ben bunları"
diyerekden...
Ama, Allah'a sığınarak yine,
yeni baştan,
beni sevip koruduğunu bilerek.
Bilerek hakkımda her şeyin
en hayırlısını vereceğinden.

Ama bu hikaye seninle
böyle olmamalıydı.
Olmamak durumunda idi...
Tam da her şey
"çok, çok daha iyi" olurken
Tam da
güzel ve huzurlu günlere
kavuştuk derken.
Pırıl, pırıl aşk dolu günler
bekleyecekken bizi.
Anlamın yitip gittiği,
acıların sardığı,
bir daha gördüğüm
hıyaneti yeniden tattığımda,
bütün dualarımla sarılarak
yüce Allah'a.
Kabul etmeğe çalışıyorum
yokluğunu.
Akan yaşlarım gözlerimden
eşlik ederken satırlarıma
tuşları silmek bile
zor geliyor artık.

Belki de artık yolun geldim sonuna.
Hem de hiç beklemediğim bir anda...
Ben ki ne zor günleri aşarak
gelmiştim bugüne...
Yenilenen kalbim bile
yitirdi artık anlamını...
Belki de işte bu,
tam da bu kader işte.
Her şey tam da "çok iyi" derken...
Ana yoldaki bir kaza gibi
yok olmak, çekip gitmek...

Çok kez dile getirmiştim
"benim yok gözümde
hiç bir şey
bu dünyada" diye...
Anlamadın, diyemiyeceğim sana
ben anlatamadım demek ki...

Ne de çok dil dökmüştüm aslında
anlatabilmek için
her bir güzel şeyi sana...
Ne de çok sevinmiştim,
ne de çok mutlu idim hep...
Ne kadar da
seninle konuşurken uzun, uzun...

Beni nedir "üzen" ,
nedir beni asıl yaralayan
diye sordum kendime hep
durmadan yorulmadan...

"Haksızlığa uğramak"...
Bu kadar mı ağır gelir bir insana?
Hiç mi boş verip geçemezsin,
sana layık görülenlere?
Dediysem de kendime bunları
anladım ama aslında
içimdeki hassas ruhun derin acısını.

"Yok artık yapacak bir şeyim"
demek istemesem de,
baktığımda kendime
çok yorulduğumu görüyorum.
Acımak istemesem de kendime...
Şarkıyı dinlerken de
sanki
benim dilimden çıkmış
gibi oldum bir an
"kafama sıkar giderim".

İşte bu!
Bu kadar basit.
Ne dil, ne felsefe, ne ahlak
ne de vefa arayışı, ne de psikoanaliz
ne de nankörlüğe bir karşı duruş...
"Yoksa yok" deyip de
kapatmak tüm analizleri...
Nasılsa sentezler de artık
değersiz kalıyorsa
bana karşı,
bende ve benim için...

Onursuzluk da ne kadar ağırmış.
Anladım bugün bunu
ilk kez tüm ağırlığıyla..
Keşke, onursuz biri mi olsaydım?
Taşıyabilmek için bu verilen kararı bana...
Kaba, saba, onursuz ve
duygusuz olabilmek...
İşte, tam da bu noktaya mı gelmişti
"olmak ya da olmamak"
Var olmak öylesine...
Ya da yok olup gitmek...
Gidebilmek...

Gönen ÇIBIKCI,
28.12.2013 / 20:24, M



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder